Kınık Köyü Tarihi

Kınık Köyü adı, Selçuklu Hanedanlığı’nın da mensubu olduğu ‘Kınık Boyu’ndan ileri gelmektedir. Kınık; aziz, değerli anlamlarına gelmektedir.

Eski bir yerleşim birimi olduğu ve eski bir tarihi olduğu bilinir. Tarihten bizlere eser kalan çok eski bir geçmişi vardır, sözle anlatmak yetmez o havayı teneffüs etmek gerekir…

Bulgaristan’dan gelen muhacirler, bölgenin toprak yapısından uygunluğu sayesinde köy halkının geçmişte Bulgaristan’dan getirdiği seramik sanatını burada icra etmeye başlatmışlar. Zamanla çömlekçilik sanatını geliştiren köylüler haklı bir şöhret kazanmışlar. Usta ellerde yoğrulan çamur, yine usta vazolara, biblolara ve testilere göz nuruyla dönüşmüş. Toprak çamura, çamur sanata dönüşen bu köyde 60-70 civarında çamur atölyesi bulunmaktadır.


Kınık Köyü’nde ilk seramiği Şakir Ağa yapmıştır. Şakir Ağa’nın torunu Halil Türk, kendi ailesinin yüzyıllar önce Karaman’dan Trabzon’un Beşikdüzü İlçesi’ne sürgün edildiğini anlatmaktadır. Beşikdüzü’nde 11 yıl kalan aile, bu sefer Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde bulunan günümüz deki Bulgaristan’a tekrar sürgün ediliyorlar. Aile, daha sonra Silistre’nin Bezirgân Köyü’ne yerleşiyor. Bu köyde ata mesleği olan çömlekçiliğe başlıyorlar. Şakir Ağa eşi ve bir oğlu ile Türkiye’ye tekrar göç ediyorlar. Şakir Ağa, o güne kadar ürettiği seramiğin form ve desenini en iyi şekilde uygulayabileceği toprağı arama çabası içinde varını yoğunu tüketmeyi göze alıyor. Hatta beraberine getirdiği torna tezgâhının çeşitli yerlerinde sakladığı ve yeniden üretime başlayıncaya kadar ailesini geçindirmeyi umduğu altınları tümüyle harcıyor.
Şakir Ağa, İstanbul’da 7 yıl kaldıktan sonra uygun toprağı bulamadığı için Bursa’ya, oradan İnegöl’e gidiyor. Ancak uygun toprağı Kınık Köyü’nde buluyor. Sanatı yolunda bütün servetini yitiren Şakir Ağa bu köyde yeniden doğuyor ve günümüzdeki sektörü doğuruyor. Anadolu’nun birçok yerine ürünlerini gönderen Şakir Ağa, köyden bir genci yanına alıp yetiştiriyor. Bu sayede köy halkı seramikçiliğe başlıyor ve köyde her ev bir seramik atölyesine dönüşüyor.


Kınık Köyü ve çevresinde sarı renkteki demir oksit bileşimli killi toprak son derece kalitelidir. Bu toprak pişince kırmızı renge dönüşüyor. Önceki yıllarda seramik hamuru günlerce elle yoğrulurmuş. Kınık seramiği her dönemde Tophane seramiğine yakın bir yoğunlukta, sertlikte ve gözeneksiz görünümündedir. Eski fırınlar rafsız yığma türünden şu anda en iyi seramik sırı 1000 C’de elde ediliyor. 1000 C’e aşıldığında topraktaki demir oksitler nedeni ile kararmalar oluşuyor.